13 Ağustos 2013 Salı

YAŞ SIKINTISI

Ersun Yanal ın futbol mantalitesini az çok hepimiz biliyoruz. Tempolu hücum futbolu oynatmak istiyor. Fakat elindeki kadroya uygun oyun sistemi belirlemeyen ya da belirlemeyen teknik direktörlerin işinin şansa kaldığı pek çok defa gördük. Bu takımın beğenin beğenmeyin geçen seneden kalma alışkanlıkları var. Bir günde değişmeyeceği aşikar. Ayrıca yaşı ilerlemiş oyuncularla da esnek bir takım yaratmanın da zorlukları malum. Ersun Yanal eğer şu ana kadarki maçlarda olduğu gibi kadrosunu 30 yaş ve üzeri 6-7 oyuncudan oluşturursa başarıya ulaşma şansı yok. Üstelik elinde 95li Recep Niyaz, 94lü Salih, 91li Alper, 89lu Hasan Ali, 88li Caner var. Bu oyunculardan bu sezon yeteri kadar faydalanılmazsa gelişim kaydememiş olacaklar, üstüne bir de eldeki kadro bir yaş daha yaşlanacaktır. Mesela Salih eğer orta saha rotasyonunda 7 veya 8. tercih olacaksa mutlaka kiralık gönderilmelidir. gelecek sezonki transferler 88 ve daha sonrası doğumlu oyunculara yönelinmelidir. Önümüzdeki Arsenal maçlarında ne demek istediğim net bir şekilde göreceğiz.

1 Ağustos 2013 Perşembe

FORMA KONUSU



Başlıktan da anlaşılacağı gibi durum biraz can sıkıcı. Geçmiş yıllardaki çok güzel tasarımlarımıza rağmen geçen yılki ve bu yılki formaların durumu pek iç açıcı değil. Aralarında beyaz belki bir parça iyi denebilir ama diğerleri oldukça kötü. Üzücü olan ciddi bir çalışma yapılarak bu sonuçların elde edilmiş olması. halbuki bu işi sadeleştiren kulüpler en güzel sonuçları alıyor.

GICIK BİR TAKIMIZ ARTIK

Ersun Hocanın elinde geçen yılın onbiriyle herhalde hiç bozmadan sahaya çıkma imkan olsaydı, çok akıllıca olurdu. Ama mecburen 4 değişiklik yapacaktı. Seçimlerini sorgulamak yanlış olur. Geçen senenin aynı döneminde Yobo nun transferinin bitirilemeyişi eleştirilirken bu yıl Yobo istenmiyor. Takımda beklenenin altında kalanlar Meireles ve Emre ydi bence. 4 değişikliğe 2 yıldızın kötü performansı eklenince ortaya çıkan futbol normaldir. Üstelik rakipte oldukça organize, genç ve diri bir takım. Ama Fenerbahçe bir şekilde yine istediğini aldı(başlıktaki durum). Bu maçlarda önemli olan skorları almak, turları kazasız atlamaktır. Değilse dünkü maçta eleştirilecek bir ton konu çıkar. Bir daha ki maç çok farklı bir Fenerbahçe izleyeceğimize eminim.

23 Mart 2012 Cuma

DERBİNİN ARDINDAN

Derbi bitti, oyun olarak GS baskındı. FB maçın başında bulduğu gollerin üzerine yatamadı. Zaten geri çekilip, oynamayı beceremiyor. İleri oynamaya da gücü yok. Aykut Kocaman idari yönetim başarısını teknik olarak gösteremiyor. GS fizik olarak da teknik olarak da birkaç kademe üstteydi. FB Selçuk İnan’ı pahalı bulup almadı ama elindeki Emre ve Topuz ondan aşağı para almıyor. Üstelik devre arası Alper’in bonservisine de 5 milyon Euro saymaya razıydılar. Büyüklerin transfer politikalarını anlamak pek mümkün değil. Küçüklere hiç girmiyorum.
Derbiden 3 gün sonra kupa oynandı. FB dışındaki büyükler elendi. FB üzerindeki olumsuz hava biraz olsun dağıldı. Bu haftasonu sonuçlar da FB’nin lehine gelişebilir. Üstelik böylesine bir sezonu kupayı alarak kapatma ihtimalleri oldukça yüksek.

24 Şubat 2012 Cuma

NBA'DEKİ VATANDAŞLARIMIZ

nba'de sezon yarıya yaklaştı. bu yıl tempo inanılmaz, takvim çok yoğun.

bizim oyuncularımız da bu tempodan haliyle etkileniyorlar, istikrarsız performanslar gösterebiliyorlar.

hidayet'le başlarsak;
lokavt ona ilaç geldi. milli maçlar sonrası lig hemen başlasaydı, hiç dinlenememiş olacaktı. lokavt süresince hiçbir takıma oynamayarak kendine dinlenme fırsatı tanıdı. sezona beklentilerin üzerinde girdi, bir ara sakatlık yaşadı, dönüşte formsuz bir dönem geçirdi, yani orlanda'yle beraber bir ara sendeledi. ama şimdi toparladı gibi görünüyor.

mehmet okur; uzun sakatlık dönemleri sonrası hidayet'in tersine lokavt süresince oynaması bence gerekliydi, o da öyle yaptı. utah'a göre çok zayıf olan mew jersey'de ilk beş başlıyordu. çok iyi rakamlara ulaşmasa da fena değildi. fakat onu da sakatlıklar olumsuz etkiledi. hala dönemedi, önümüzdeki hafta döneceği konuşuluyor, dönüşteki performansı en büyük merakım.

semih erden'e gelince; koçunun onun hakkında pek iyi şeyler düşündüğünü sanmıyorum. ender iyi oynadığı mçların ardından bile pek süre vermedi. varejao'nun yokluğunu daha iyi kullanmalı.

ömer aşık ise belli bir seviye tutturmuş görünüyor. daha fazla süre alıp, daha iyi istatistikler tutturmalı fakat, oyuna girince az çok sahaya ne koyacağı belli. chicago gibi bir takımın önemli bir parçası. kontrat sezonunda, ona daha çok süre ve sorumluluk vermek isteyen bir takım aklını çelebilir.

enes ise oynamadan geçirdiği iki sezonu düşününce gayet bir performans ortaya koyuyor. ancak 3. sıradan seçilmiş bir oyuncu olarak daha çok süre alsa; çok daha iyi rakamlar ortaya koyacağı ve de rakamların dışında takıma çok daha fazla katkı yapacağı açık. ancak önünde çok sağlam bir uzun var.

son günlerde tartışmasız en etkili oyuncumuz ersan. sezon ilerledikçe performansını artırdı. ilk beşe yerleşti. o da kontrat sezonunda ve de sezon başındaki görüntüsüyle avrupa'ya dönecek gibi duran ersan şimdi nba takımlarının radarlarına girmiş durumda. sezon sonuna kadar belli bir standartta giderse iyi bir kontrat kapabilir.

toparlayacak olursak, oyuncularımız fena gitmiyor. mutlaka daha iyi olabilirlerdi. en üst ligde 6 tane oyuncumuz var. beko basketbol ligindeki oyuncularımız ile iyi bir karışım yapıldığı takdırde milli takımın çok iyi yerlere gelmemesi için herhangi bir neden yok.

MİRSAD HIRSI

makina gibi işleyen takımınız yoksa, günlük performanslar ve şans öne çıkar. dünkü maç öncesinde fenerbahçe ülker'in makina gibi işlemeyeceğini herkes biliyordu. o zaman lazım olan hücumda yıldız oyuncuların sorumluluk alarak ekstra bireysel performans sergilemeleri, savunmada ise takım halinde fazladan mücadele etmekti. ve son olarak da tabii ki de şans. dün bu üçü birleşince fenerbahçe ülker ancak kazan'ı 7 sayıyla istanbul'da yenebiliyorsa vay halimize. ancak fenerbahçe ülker bu kadar kötü sezon geçirirken; son maçta iddiasız milano'yu yenerse çok çok büyük ihtimal gruptan çıkacak. avrupa'daki kulüplerin halini siz düşünün. demek ki paralar doğru düzgün harcansa her yıl en az son 8'e kalınabilir. efes'in yıllar önce üst üste yaptığı da buydu zaten. neyse maça dönersek; ömer onan'ın olmadığı maçta takımın asi ruhu mirsad'dan başkası olamazdı. inanılmaz bir hırsla takımı ve seyirciyi ateşledi. aslında belli düzenler içerisinde oynayan bir takımda yaşı 36'ya gelmiş bir mirsad'dan çok bir beklenti olmaz ama dedik ya fenerbahçe ülker'in şu konumunda; mirsad en değerli oyuncu konumunda. bu kadar kötü bir sezonu en kötü ihtimalle son sekize kalarak bitirmek sevindirici olacaktır, fakat eldeki potansiyeli buraların çok daha üstü olduğunu görmek ve bilmek gerekir.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Fenerbahçe : 2 - M.İ. Yurdu : 1

Oyunun iki yarısında dün maçı izleyen herkesin görebileceği kadar fark vardı. Fb ilk yarı çok iyiydi, 2.yarı ise iyi olamasa da skoru bir anda çok farklı bir yere taşıyabilirdi. Ama kontratakları bitiremediler. Mersin 2. Yarı iyi top yaptı ama pozisyon üretemediler. İki yarı arasındaki tek fark Cristian’ın silik futboluydu. Ne hücumda ne savunmada yoktu. Stoch müthiş bir gol daha attı, Bienvenu kabul edilebilir bir performans gösterdi, Gökhan’ın ve Sezer’in sakatlıkları can sıkmaktan öte artık bıktırdı.