5 Mayıs 2010 Çarşamba

OYNAMADAN KAZANAMAZSIN


daum şu trabzon kadrosunun fener e karşı nasıl bu kadar üstün oynadığına bir açıklama getirebilir mi acaba? bekle geride, ileride top tutamayan bir forvetle, olursa korner duran top veya olağanüstü bir şey(oldu da) gol ümidin olsun, bu takımın adı da fenerbahçe olsun. iyi ki böyle oynayamadan kazanamadı fener. trabzon a da bravo, başından beri istediler, denediler, yılmadılar, ekonomik olmadılar ki maçı bir parça izlenebilir kıldılar. başından beri bir anti daum cu olarak böyle hocaları, böyle kazançlarla türkiye de görmek istemiyoruz, aragones ten ne farkı var söyleyin. topuz geçen sene olsa o oynardı, bilica olsa edu nun yerine o oynardı. yeni bir taktik, sistem varyasyon yok, belki bir parça motivasyon var ama o da işte öyle. yazık gerçekten yazık, sadece kupa kaybedildi diye değil, böyle bir futbolla kaybedilmesi kötü. 5-1 yenildiğinde fenerbahçe galatasaray a, herkes fenerin hakkını vermişti ağır yenilgiye rağmen ama bugünkü mağlubiyet çok daha ağır.

11 Nisan 2010 Pazar

REAL MADRİD:0-2:BARCELONA


biz sistemleri sayıları tartışa duralım guardiola barcelona ile her maç farklı bir şey ortaya koyuyor. herkesin dilindedir barcelona nın 4-3-3 ü. ama dün gece başka bir şey izledik. ama zaten durum guardiola ya göre hiç sayılar ve dizilişler üzerinden değildi. 10 tane teknik, neredeyse hepsi birbirinin yeri oynayan adam. forvet pedro orta sahada kanat, sağ bek alves açık, aynı şekilde maxwell. puyol un savunmada oynamadığı yer yok. sağ açıktaki messi artık her yerde. keita, xavi ve iniesta yı saymıyorum bile. karşı tarafta ise gago:). gerisini siz düşünün. üstelik henry, ibra, iniesta, toure, abidal yoktu. real de ise tek eksik kaka. real in orta sahaya doğru takviyelere devam etmesi şart. van der vaart atsaydı farklı olurdu deniyor. bence değişen bir şey olmazdı.

31 Mart 2010 Çarşamba

BAYERN:2-1:MANUTD

manchester maça avantajlı başladı, iyi de götürdü oyunu. nani ve rooney ile 3 net pozisyon da buldu, fakat değerlendiremedi, değerlendiremedikçe de bayern in inancını artırdı. ilk yarıda kontrolü tamamen elinde tuttu. nani özellikle sağ kanatta etkili oldu. bayern ise manchester ın izin verdiği yerlerde top yapabildi. ribery sol kanattan etkili olmaya çalıştı ama golü bulup kapanan manchester defansı karşısında boşluk bulamadı. şansları 2. golü yememiş olmalarıydı.
2.yarıya bayern beklenildiği gibi daha hızlı ve iştahlı başladı. hamit le etkili oldular. ancak 2.golü yeme korkusuyla bekleri bir türlü hücuma dahil edemediler.60lardan sonra iki teknik adamdan da hamleler geldi. sir orta sahayı bir eksiltip, çift forvete dönerken, topu önde tutmayı hedefledi. van gaal ise varlık gösteremeyen müller i gomez ile değiştirdi. sir bir daha bulup, işi almanya da bitirmek derdindeydi. ama hesaplarını ribery nin frikiği bozdu. skora denge gelmişti artık.yaptığı değşikliklerden de verim alamadı. ancak 1-1 de fena skor değildi. fakat van gaal 1-1 ile yetinmek istemiyordu. 85 te hamit in yerine klose yi de alarak forveti üçledi. kısa süreliğine de risk almış oldu ve takımına galibiyet istediğinin mesajını net bir şekilde iletmiş oldu. son dakikada da united ın defans hatasını değerlendirip, golü buldular. artık bir hafta sonra united a galibiyet gerekecekti.son 15 maçta 11 gol bulan robben in sakatlıktan dönüşüyle hücum anlamında güçlenecek bir bayern ile old trafford atmosferinde başka türlü oynayan manchester ın maçı oldukça keyif verecek. united adına önemli eksik rooney nin yokluğu.



29 Mart 2010 Pazartesi

ÜÇLÜ PİRİZ, ALİ SAMİ YEN, MARKA DEĞERİ VE DERBİ

ali sami yen de ilginç bir o kadar da futbol olarak alışılmış bir gece yaşandı. 2 sezon önceki volkan-edu üretimi nonda golünün olduğu maç veya 1. daum döneminde appiah ın pası ve nobre nin mondragon un üzerinden aşırtma golünün olduğu maçtan futbol anlamında pek bir farkı yoktu. galatasaray hep iştahlı ve hücumcu çıkıyor sami yen e fenerbahçe ise sakin, ayağa pas oyunu oynayıp, maçı 0-0 a bağlamaya çalışıyor. sıkıştırabilirse 1 gol. bireysel hata olmazsa veya galatasaray olağanüstü iyi değilse gol yemiyor. istisna fenerbahçe nin 8 kişiyle bitirdiği kupa maçı. fenerbahçe taraftarı da, daum da(önceleri zico da, hatta aragones de) gümbür oynayıp ali sami yen den çıkamayacağını biliyor ve bu oyunu tercih ediyor. onun için de epey uzun bir süredir ali sami yen derbilerinde daha çok mücadele ön plana çıkıyor, kalite geride kalıyor. galatasaray aslında galibiyete yetecek 2 pozisyon buldu ama atamadı. eminim golü atsa fenerbahçe çıkaramazdı da. ama atamadılar, olmayacak bir gol yedi(ler). ilginç olan fenerbahçe evinde galatasaray ı bu durumda yakaladığında çok kolay dağıtabiliyor ama galatasaray ın henüz böyle bir şey yapabildiğini göremedik. dün galatasaray ın sorunu orta sahadaydı ama rijkaard sorunu başka yerde aradı. doğrusu transfer sorununda da başka yerde aradılar. defansa takviye doğru hamleydi fakat dos santos yerine orta sahaya takviye daha isabetli olurdu.

ali sami yen deki şeref tribünü sakinlerini ısıtmak için kullanılan ufoların güç kaynağı 3lü pirizleri görünce aklıma marka değeri tartışmaları geldi. defalarca gözümüze takıldı 3lü pirizler. ligimizin reytingi en yüksek maçı böyle görüntüler görmemeliyiz.

23 Mart 2010 Salı

DOYMAK BİLMEYENLER


manchester sonlara doğru ligde yine öne geçti, şampiyonlar liginde de varlar. biz de şampiyon olan takım ertesi sezon doyuma ulaşır. adamlarda ne mide varmış doymak falan bilmiyorlar, sürekli iştah kabarık, fizik, teknik, taktik dışında bir açıklaması var bu işin.

ERTUĞRUL SAĞLAM


kayserispor dayken uefa tarafından en iyi genç antrenörler arasında gösterilmişti. adamlar bizim gibi değil, tahminlerinde yanılmıyorlar. kayseri de kupa kazanıp, beşiktaş a gitti, orda tartışmalar arasında bir sezondan braz fazla kalabildi, sonra bursa ve de bugünlere geldi. ama şimdi ilginç bir durum var. eğer beşiktaş a gitmeden önce böyle bir başarı yakalasaydı hemen beşiktaş için adı geçerdi ama tersi olunca herkes ters köşe vaziyetinde. inşallah gelecek sezonda takımın başında kalır.

İLKLERİN SEZONU

sezon öncesi böyle bir tabloyla karşılaşılacağı söylense kimse inanmazdı. bursaspor 8 hafta kala 5 puan önde, gerideki rakipleri birbirleriyle oynayacak. üstelik bursa neredeyse sıfır maliyetle kurdu bu takımı. her mevkide alternatif oyuncuları var. ertuğrul sağlam en zorlu maçlarda bile rotasyon uygulayabildi. yabancı türk ayrımı yapmadı. büyüklerin beğenmediği oyuncularla (zapotocny, ali tandoğan, ömer erdoğan, hüseyin çimşir, mustafa keçeli) buralara geldiler. dahası anadolu takımlarında istenmeyen oyuncular da rotasyonda ve de önemli süreler alıyorlar. kayseri den öğrencileri turgay ve iglesias kapı önüne konmuştu mesela, kirita bütün anadolu yu gezdi. sağlam geçen sezon takımda gördüğü eksiklikleri çok iyi giderdi. altyapıdan gelenlere de ayrı bir paragraf açmak lazım. sercan, volkan, veli, bekir ozan ve son maçta gördüğümüz ismail. herkesin dilinde bir de büyükler utansın falan var. ben katılmıyorum, bursa iyi kadro kurdu, iyi seyircisi var, en formda türk antrenöre sahipler. fenerbahçe mesela pahalı ama kötü bir kadroya sahip, antrenöre hiç girmiyorum, galatasaray ın antrenörü türkiye ye yabancı ve de formsuz, mustafa denizli değişik duygular için gitgeller yaşıyor, yıllar sonra savunmacı bir takım kurguluyor. bu arada da bursa doğruları üstüste koyuyor ve de aradan sıyrılıyor. fena mı oluyor, kesinlikle hayır. artık 5 büyüğümüz var. gözümüz aydın...

14 Mart 2010 Pazar

SÜPER LİG YAYINLARI

yayıncı kuruluş erman toroğlu nu sezon ortası göndererek yayın politikasının değişeceğini gösterdi. şansal büyüka nın açıklamaları programları artık profesyonellere yani yapım şirketlerine yaptıracaklarını belirtmişti. bir başka yenilik de yayınların çift spiker daha doğrusu çift yorumcu-spikerlere nakledilmesi oldu. bu durumdan yönetimin derhal vazgeçmesini diliyorum. madem spikerleriniz yorumculuğuna bu kadar güveniyordunuz neden daha önce maçla ilgili bir tek kelime yorum yapmalarına izin vermediniz? bir de bazıları gerçekten futboldan bir şey anlamıyor ayrıca anında yorum yapma zorunluluğu hissedip ilginç şeyler söylüyorlar. bir lafım da yönetmene, özellikle dünkü maçta olan biten pek çok şeyi göremedik, oyuncular birbirini yiyor, ilginç bir şekilde deivid in yüzü saniyelerce ekranda kaldı. yayıncı kuruluş yapacağı yatırıma ek olarak bir yönetmen ve de şöyle üç dört tane iyi spiker almalı.

OLMAYACAĞI BELLİYDİ


sezon başındaki seri herkesi aldattı ama o zamandan belliydi. hesapta olmayan sakatlıklar sonrası takımın bütünüyle fizik olarak çökmesi. herkes nerde o sene başındaki cristian diyor? adamın kapasitesi belli. temposuz bir oyuncu maldonado nun biraz uzun boylusu, biraz da topla daha iyi. onun dışında koşan, basan, pres yapan, topu alıp gidebilen bir oyuncu falan değil. dörtlü savunmanın önüne çakılı oynayan bir oyuncu olduğu bile bile alınmış. adam tatilsiz oynuyor, buna rağmen daum onu geldiğinden nerdeyse her maç dinlendirmeden oynattı. zaten kapasitesi sınırlı bir oyuncu fizik olarak da düşünce dayanılmaz hale geldi. santos aynı şekilde tatilsiz üstüne bir de konfedarasyon kupası artı sezon başı bol seyahatli milli maçlar oynadı. daum onu da dinlendirmedi o da sakatlıklar sonrası fizik olarak çöktü. güiza malum, sürekli bir topuk sakatlığı, bakalım dünya kupasında duyacak mıyız bu sakatlığı. gökhan gönül haftalardır sakat sakat oynuyor. bence daum herşeyden maksimum dakika koşabilecek oyuncuları oynatmalı. bu işin fizik kondisyon durumu.

gelelim mental boyutlara... takımda öyle oyuncularınız var ki takım cezalıyken gelip, stadyumda maçı izleyeceğine taksim e akıyor. teknik direktör olsam böyle bir durumla karşılaşacağıma çok farklı bir kaç mağlubiyeti tercih ederdim. mesela güiza 11 de olmadığını öğrenince ısınmaya çıkmıyor. semih le yaşananlar ortada. daum da ilginç bir ifade var 2 haftadır. oturmuş kalmış durumda. sanki kontrolün kaybolduğunun farkında, basın toplantısında çıkıp iddialı bir şeyler de diyemiyor çünkü takımına güvenmiyor.

teknik taktik açıdan konuşursak... artık savunma önüne 10-15 metrekarede oynayan ön libero kullanan takım kalmadı avrupa da. artık genel tanımlı orta saha oyuncuları var. iki yönlü oynayabilen. daum un cristian tercihi bu noktada verim vermedi. eldeki selçuk ve deniz den yada gönderilen maldonado dan pek bir artısı yok. ayrıca alex tipi 10 numarayla oynayan da kalmadı. fenerbahçe nin artık bu 4-4-1-1 den vazgeçmesi lazımdır. elinde emre, topuz, özer gibi orta saha oyuncuları varken, keita tipi kanat oyuncuları alarak 4-3-3 ü denemesi daha mantıklı görünüyor.

işin bir de yönetim tarafı var... başkan 3 yıl garanti verdi, daha 1.yıldan olay bitecek. başkan napacak? daum u göndersene tazminat malum. transfer yapsa isabetli olmuyor. gerçekten işi zor. ben bu işi beceremedim deyip gitmek de olmaz. bakalım neler olacak?

11 Şubat 2010 Perşembe

NECATİ


son iki yılda hakan şükür, ümit karan, necati ateş, shabani nonda gibi şu an jo nun yokluğunda direk 11 oynayabilecek 4 forveti satan galatasaray, biz fazla forvetten zarar gelmez çığlıkları atarken jo da sakatlanınca forvetsiz kaldı. uefa da jo yu da oynatamayacak. üstünel gerçekten iyi transfer yapıyor. herkesi kiralamayı biliyor galatasaray ama neden burnunun dibindeki batuhan ı göremiyor? batuhan şu kadroda oynamaz mı?

25 Ocak 2010 Pazartesi

TEŞEKÜRLER TÜRK TELEKOM OLMALIYDI!

digiturk zaten ihaleyi zararına da olsa sırf türk futbolu gelişsin diye aldı, kurduğu altyapıyı, abone sayısının bir anda, maçları yayınlamayınca düşeceğini hesaplamadığı için aldı. süper lig takımları türk telekom a dua etsinler, onlar bu ihale de olmasaydı fiyat buralara gelmeyecekti.

FAZLA FORVETTEN ZARAR GELMEZ - 2


fenerbahçe için yazmıştık karşılığını inter gördü. kadrosunda balotelli olmasına rağmen eto'o afrika kupasına gitti diye pandev i almışlardı. milan ise yaz transferindeki basiretsizliğini ara transferde de sürdürmüştü. dün pato yoktu, boriello ya kaldılar. inter de ise pandev muhteşem oyununu enfes frikik golüyle süsleyip koptu gitti.

YILLAR GEÇİYOR, YÖNETİCİLİK MANTIĞI DEĞİŞMİYOR.


yıllar önce tomas formayı yere attığında birkaç hafta oynatılmamış, sonra sıkışınca mecbur kalıp, oynatılmıştı. şimdi yine benzer bir durum var ve bugün öğreniyoruz ki önder turacı affedilmiş. ne değişti de önder affedildi? madem affedecektiniz niye cezalandırdınız. bir daha yönetim kimseyi kadrı dışı bırakabilir mi? bıraksa da kim ciddiye alır?

19 Ocak 2010 Salı

BERRAK TÜZÜNATAÇ


FAZLA FORVETTEN ZARAR GELMEZ

gökhan ünal ın fenerbahçe ye transferi belliki semih i ve güiza yı strese sokacak. fenerbahçe gibi bir takımın kazım da gittikten sonra forvet için alternatif yaratması doğru hamle. gökhan da psikolojik problemlerini bir kenara bırakırsa faydalı olacaktır. bakalım daum gökhan a ne kadar süre verebilecek? bu arada mehmet topuz ve gökhan ünal 1.5 yıl sonra bu kez fenerbahçe de buluştu.

14 Ocak 2010 Perşembe

ÇOK PARA


ihale sonucuna göre biz izleyicilerden kulüplere ciddi bir para transferi olacak. kulüplerin bu parayı verimli bir biçimde kullanamayacakları malum. onun için federasyonun haziran transfer dönemine kadar ciddi önlemler alması gerekir. özellikle yabancı transfer şartları değiştirilmelidir. kastettiğim sayı sınırlaması değildir. yaş sınırı, milli olma şartı ve buna benzer koşullar getirilebilir. bunun dışında gelecek paranın kullanımında çeşitli düzenlemeler yapılabilir. mesela altyapı ve tesisleşmeyle ilgili aktarımlar bağlayıcı şekilde düzenlemelidir.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Bİ COLA İÇER MİYİZ?


gora, arog derken cem yılmaz şimdi de yahşi batı yla sinemalarda...

cem yılmaz yine bambaşka bir dünya kurmuş, bir ana hikaye etrafında esprilerle bezenmiş bir film yapmış. filmdeki sorun ve de bir çok kişinin filme burun kıvırmasının nedeni işte bu ana hikaye. cem yılmaz herşey çok güzel olacak ve hokkabaz daki iyi öykü performansını diğer filmlerinde gösteremiyor, evet espriler güzel ama ana hikaye yeterince çekmiyor insanları. bunun sonucu olarak da cem yılmaz verilen uğraşının tam olarak karşılığını göremiyor. ama unutulmaması gereken bir nokta var. cem yılmaz bu işlerin altına girmese, böyle filmler çekmese türk sineması adına yapılan komedi filmleri ortada. cem yılmaz a bu kadar yüklenmek yanlış. tabii ki daha iyi olabilirdi yahşi batı. ama bu onu bu kadar acımasızca eleştirme hakkı vermez kimseye. aksine destek olmak gerekir daha iyiyi yapabileceğini farklı şekilde dile getirmek lazım. nolursa olsun cem yılmaz kendi sınıfının en merak edilen ayrıca da görmeye değer filmlerini yapıyor.

2 Ocak 2010 Cumartesi

VEFA, SEMİH, FENERBAHÇE KAPTANLARI


fenerbahçe nin alex ten önceki birinci,ikinci ve üçüncü kaptanı bu kulüpten nasıl ayrıldı? bir anlamda kaçarak. sözleşmeleri yenilenmedi, sezon sonu konuşuruz dendi, sonra da oyuncularla bir şekilde anlaşılamadı ve de 3 kaptan aynı anda takımdan ayrıldı. şimdi de 2.kaptan semih in sözleşmesiyle ilgili bir sınav veriyor yönetim, daha doğrusu veremiyor. oyuncunun opsiyonlu sözleşmesi tek taraflı olarak uzatılıyor. aklımıza aurelio olayı geliyor hemen. sözleşmenin tam ayrıntısını bilmiyorum ama uefa bu konuda genelde oyuncudan yana. yönetim semih in sözleşmesini uzatma opsiyonunu kullanmak için bilgi amaçlı bile olsa da semih e haber vermeliydi. şimdi de semih federasyona başvurunca hain ilan edildi. semih isteseydi euro208 sonrası sözleşme yenilememişken bu takımdan ayrılabilrdi. ama yapmadı, belki kariyerinin en yanlış kararını aldı. ama yönetimin oyuncusuna hele ki semih e bu şekilde davranmaması gerekirdi. şimdi ne olacak? semih i bir anda hain durumuna soktular. devre arası kampına götürülmeyeceği bile söyleniyor. ayıptır, yazıktır semih gibi bir oyuncuya bu yapılmamalı.

KAYSERİ NİN TRANSFER BİLMECELERİ


topuz olayı yaz gündemini epeyce kaplamıştı. gökhan ünal ın da takımdan gidişi sancılı olmuştu. şimdi de ali turan. bir yönetici galatasaray la anlaştık diyor, menajer ve de başkan henüz değil diyor. galatasaray cephesi oyuncunun menajeri bize geldi diyor. transferin nasıl yapılacağı kanunlarda açık ama ülkemizde bir türlü bu işleri sorunsuz yapamıyoruz ve de kayserispor hep bu sorunların içinde. neden acaba?
edit: kayserispor ali turan için ankaragücü ile anlaşmış.